Tuesday, December 30, 2014

YENİ YIL 2015



Bir yılın daha sonuna geldik 2015 yeni yıla girmemize sadece 26 saat kala şu günlerde insanlar yeni yıl hazırlığı içindeler. Hep bir umutla yeni yılın bize uğur getirmesini, daha mutlu olmamızı, şansımızın daha iyi olmasını bekleriz. Kimilerine göre ise yeni yıl pek bir anlam ifade etmez. Yaklaşan yıla hazırlık ve etkinlik düzenlemez ve etkinliklere  katılmaz kim bilir.

Şöyle geriye baktığımda 2014 yılı için akıllarda kalacak soma faciası geliyor şimdilik aklıma.
Allah (c.c) böyle bir acı bir daha yaşatmasın inşaallah. O kadar masum insanın gözünün yaşı akmasın. Felaketler olmasın. Kan dökülmesin. Savaş ve ölümler olmasın. Barış içinde mutlu ve huzurlu insanlar olması dileklerimle mutlu yıllar dilerim.

Monday, December 29, 2014

AKŞAM GÜNEŞİ



Akşam güneşi

Acısıyla tatlısıyla bir gün daha bitti
Heyecanlarla sevinçlerle bir gün daha...
Kimilerine göre mutluluk vardı kimilerine hüzün..
Ey mutluluk bize de uğrarsın belki bu güzün
özlemle, tutkuyla bir gün daha bitti

Yüksel Duman

Özleyen

Gönlümle oturdum da hüzünlendim o yerde
Sen nerdesin ey sevgili yaz günleri nerde
Dağlar ağarırken buluşurduk tepelerde
Sen nerde o fecrin ağaran dağları nerde

Akşam güneşi deniz ufkunda silindi
Hülya gibi yalnız gezinenler köye indi
Ben kaldım uzaklarda günün sesleri dindi
Gönlümle hayalet gibi ben kaldım o yerde

Yahya Kemal Beyatlı

Fotoğraflar konuşur mu? Evet konuşur. Fotoğraflarla sohbetimi dinlediğiniz için teşekkürler. Sevgiyle kalın

Sunday, December 28, 2014

Blog Yazarlığı Devri Kapanıyor mu ?

Blog yazmak çoğumuzun işi,hobisi vazgeçemediğimiz uğraşlardan bir tanesi. Yıllardır insanlar blog açıyor, blog yazıyor ve yayınlıyor. Günümüz dünyasında popüler olmaya başlayan vine,youtube kanalları acaba ileri de blogların pabuçunu dama atabilir mi ? Bunu konuşalım.

 

bloggervsvlogger

 

Neden Blog Değil de Vlog?

 

Şu bir gerçek ki  vine ve youtube kanallarının önlenemez bir yükselişi var. Bu içerikler hem kolayca ve kısa sürede tüketilebiliyor. Ayrıca vlogger'lar içeriklerinden binlerce dolar para kazanabiliyorlar. Youtube kanallarında ürün tanıtımı yapan gamer ve vloggerlar iyi bir gelir elde edebiliyorlar.

 

Diğer cezbedici nokta vine ve youtube kanalları sosyal medya hesaplarıyla daha iç içe. Özellikle son yıllarda yükselişte olan ve yükselişini sürdüren instagram ve twitter gibi sosyal medya mecralarında vloggerlar anında binlerce insanla etkileşime geçebiliyorlar ve içeriklerini ulaştırabiliyorlar.

 

Blog yazmak sabır,teknik,azim isteyen bir iş. Ancak vloglarda öyle bir dert yok. Anında 6 saniyelik bir vine çekip takipçilerinizle paylaşabiliyorsunuz ve anında sonuç alabiliyorsunuz.

Ülkemizde okuma alışkanlığı fazla yok bu bir gerçek. İlk yazınızı okuyan çoğu ziyaretçi ikinci yazınızı okumayıp es geçiyor. Bu da bir gerçek. İnsanlar uzun ve sıkıcı blog yazıları yerine kolay tüketilebilen ve zamanınızı almayan vlogları izlemeyi tercih edeceklerdir doğal olarak.

 

Başka bir konu youtube kanalı sahibi ve vine üreten insanlar sosyal medya ve yazılı medya da daha çok yer buluyorlar. Çoğu televizyon programında kendilerini görebiliyoruz. Blog yazarak popüler olmak gerçekten zor bir iş. Yıllar istiyor. Tecrübe,emek istiyor. Ama vloglarda iş değişiyor. "15 dakikada ünlü olabiliyorsunuz"

 

Sonuç Olarak!

 

Bloglar gün geçtikçe kan kaybediyor. Tamamen tükenmez belki bloglar ama eskisi kadar internet dünyasında yer bulamaz kendisine diye düşünüyorum. İnsanların blog anlayışı değişiyor!. Artık sizin blogunuza özenle,uzunca,detayıyla  yazdığınız film tavsiyeleri içerikli yazılarınız yerine, "Hayatınızı değiştirecek 10 film" başlıklı madde madde listelenmiş,kısa açıklama ve bolca görsel kullanılmış yazıları okuyorlar. Çünkü kolayca ,kısa sürede tüketilebilir içerik insanlara daha çok cazip geliyor.

 

İnsanlar değişim istiyor. Vloglar,youtube kanalları, vinelar, son yıllarda açılmış onedio tarzı siteler insanların değişim ihtiyacını çoktan duymuş gibiler. Bu tip yeni gelişmeler, büyümesini sürdürecekler ve belkide çoğu blog yazarı bir vlogger olarak internet dünyasındaki hayatına böyle devam edecek, kim bilir ?

 

Yazar Hakkında: Mahir Haydar, 19 yaşında,5 yıldır blog yazıyor. Blogum: bildiginiyazar.blogspot.com
Sayfalarım: Facebook

Friday, December 26, 2014

Blogger Sütün Başlıklarına Simge Ekle

Blogger sütun başlıklarına simge eklemek için, öncelikle sütunlar kısmında yer alan eklentilerin isimlerini ve temada tanımlanan id isimlerini ögrenmek gerekiyor. Temanızda sütun için belirtilen isim sidebar'dır. Sütun, sidebar ile isimlendirilebileceği gibi sidebar wrapper vb. isimlerle de isimlendirilmiş olabilir. Kullandığınız temaya göre değişiklik gösterecektir. Alttaki kodlar sütunlar da yer alan eklentilerin temanızda nasıl kodlandığını göstermek için hazırlandı. Sizin de bulacağınız kod benzer bir kod dizini olacak. 
Blogger Sidebar Başlıklarına Icon Ekleme
1.Sütunda yer alan Eklenti İsimlerini Bulma
<div id='sidebar-wrapper'>
<b:section class='sidebar' id='sidebar' preferred='yes'>
<b:widget id='Profile1' locked='false' title='Hakkımda' type='Profile'/>
<b:widget id='Label1' locked='false' title='Etiketler' type='Label'/>
<b:widget id='BlogArchive1' locked='false' title='Blog Arşivi' type='BlogArchive'/>
<b:widget id='Followers1' locked='false' title='İzleyiciler' type='Followers'/>
<b:widget id='HTML1' locked='false' title='Resim' type='HTML'/>
</b:section>
</div>
Kodda kırmızı renkler eklenti id adını mavi renkler de blogunuzda görüntülenen adını belirtmektedir. Profile1 profil, Label1 etiket, BlogArchive1 Arşiv, Followers1 İzleyiciler ve HTML1 HTML/Javascript eklentilerini belirtiyor.
2. Eklenti İsimlerine Göre CSS Kodları düzenlemeYukarda bulmuş olduğumuz id eklenti isimlere özel CSS kodları düzenleyeceğiz. Bu kodlar sayesinde sütunlarda yer alan herbir eklenti için farklı simge kullanılacak.
Örnek olarak ele alınacak eklentiler şu şekildedir; 
Profile1 , Label1 , BlogArchive1, Followers1, HTML1
Her bir eklenti için alttaki gibi birer CSS kodu oluşturulacak ve parantez içleri {} kullanıcı tarafından kişiselleştirilecek. 
#Profile1 h2{}
#Label1 h2{}
#BlogArchive1 h2{}
#Followers1 h2{}
#HTML1 h2{}
Denemek isteyenler için, örnek CSS kodlarını şu şekilde sıralayabiliriz;
#Profile1 h2{
background:transparent url(http://i48.tinypic.com/bhdi0o.jpg) no-repeat scroll left center;
padding:5px 5px 5px 30px;
margin-top:15px;
}
Yukarıdaki kod ile Profil bilgimizi gösteren eklenti başlığında kırmızı ile renklendirilmiş olan yere yapıştıracağınız icon adresi görüntülenecektir. Icon, başlığa göre havada ya da altta olabilir. Temanıza göre değişiklik gösterecektir. Padding değerlerini değiştirerek simgenin yerini tam olarak düzenleyebilirsiniz.
3. Temaya Blogger Sütun Başlıklarına Simge Ekle için Gerekli CSS Kodu Ekleme Profil eklentisine simge ekleme yönteminden sonra arşiv, hakkımda ve diğer eklentiler içinde simge ekleme için aynı CSS kodlarını resim linklerini değiştirerek kullanmak mümkün;
#Profile1 h2{
background:transparent url(http://i48.tinypic.com/bhdi0o.jpg) no-repeat scroll left center;
padding:5px 5px 5px 30px;
margin-top:10px;
}
#Label1 h2{
background:transparent url(http://i46.tinypic.com/fbygz5.jpg) no-repeat scroll left center;
padding:5px 5px 5px 30px;
margin-top:10px;
}
#BlogArchive1 h2{
background:transparent url(http://i47.tinypic.com/v5gv9t.jpg) no-repeat scroll left center;
padding:5px 5px 5px 30px;
margin-top:10px;
}
#HTML1 h2{
background:transparent url(http://i48.tinypic.com/15dv38x.jpg) no-repeat scroll left center;
padding:5px 5px 5px 30px;
margin-top:10px;
}
Yukarıdaki kodda mavi ile renklendirilmiş kısımlara istediğiniz simge (icon) adreslerini yapıştırın. Daha sonra temanızda ]]></b:skin> kodunun hemen üstüne tüm kodu yapıştırın. 

SEO AYARLARINI DÜZENLEYİN



 Google ait olan bu servisin etiketlerinin google tarafında indexlenmediği bir gerçek.Ayrıca yapdığınız yazıların URL adreslerinin karmaşık ve uzun olduğunu da fark etmişsinizdir.Bloğumuzdaki bütün bu dezavantajları kısa adımlarla avantaja nasıl çevireceğimizi, blogspot seo ayarlarını nasıl yapacağımızı kısaca görelim;
1.Blogspot.Başlık Ayarlarınızı Düzenleyin:   Google de bir blogger sayfası arattığınızda ilk önce blog başlığınız daha sonra yazı başlığınız görünüyor.Blog İsmi:Yazının Başlığı şeklinde.Bu da googlede indexlenen sayfaların kötü görünmesine ziyaretçilerin kaçmasına neden olur.
  Googlede arama yapan kişilerin dikkatini çeken başlık tipinin Yazının Başlığı:Blog İsmi şeklinde olduğu kanıtlanmış bir gerçektir.

Bu ayarı yapabilmeniz için;
1. Kumanda Paneli> Şablon> HTML Düzenleye diyoruz.
2. Ctrl+F tuşları ile aşağıda ki kodu aradın.
<title><data:blog.pageTitle/></title>
   Üste ki kodu silin ve yerine aşağıda ki kodu ekleyin.
<b:if cond='data:blog.pageType == "index"'>
<title><data:blog.title/></title>
<b:else/>
<title><data:blog.pageName/> - <data:blog.title/></title></b:if>
   İşlemimiz bitti şimdi şablonu kaydediyoruz.
2. Meta Ayarlarımızı Yapalım:   Google sitenizin ne hakkında olduğunu bildiren kodları sitenize ekleyin.Böylelikle bu konullarda google sitenizi daha üst sıralara taşıyacak.
1. Blogger Kumanda Paneli>Şablon>Html yi Düzenle ye giriyoruz.
2. Ctrl+F tuşları ile aşağıda ki kodu aradıyoruz.
<b:include data='blog' name='all-head-content'/>
   Üsteki kodun hemen alt kısmına aşağıda ki kodları ekledik den sonra sitenize göre kırmızı yazılı yerleri düzenleyin.
<meta content='BLOGUNUZUN KISA AÇIKLAMASI' name='description'/>
<meta content='BLOGUNUZUN ANAHTAR KELİMELERİ' name='keywords'/>
<meta content='BLOG YAZARININ ADI' name='author'/>
   Böylece işlemimiz bitmiş oluyor.Googleden sitenizi arattığınızda Önce blog'unuzun kısa açıklaması sonra anahtar kelimeler son olarak blog yazarı adı görünecektir.

Blogger Navbar Kaldırma Kodu


   
     Blogger sitenizde blogger kendi temalarında ve kullandığınız hazır temalarda bulunan blogger'in kendi özelliği olan arama kutusu ve diğer farklı seçenekleri sunun pek kullanışlı olmayan bu özelliği çoğu blogger kullanıcıları sitesinin profesyonel olarak görünmesi hemde çirkin görüntüyü ortadan kaldırmaya çözüm aramakta,bilen vardır ama yeni başlayanlar için bilgi amaçlı olarak kısa açıklamalı olarak anlatıyorum.Zaten uzun bir işte sayılmaz.

1.Yöntem:

* Kumanda Paneli / Şablon / HTML Düzenle yolunu izliyoruz.
* CTRL+F tuşları ile ]]></b:skin> kodunu bulun.
* Bulduğunuz ]]></b:skin> kodunun bir üst kısmına aşağıda ki kodu ekleyerek şablonu kaydedin ve navbar'ın kaldırıldığını göreceksiniz.
#navbar-iframe {height:0px;visibility:hidden;display:none}

2. Yöntem: 

* Kumanda Paneli / Yerleşim  / Navbar yolunu izliyoruz.
* Düzenle diyerek en alt kısımda ki Kapalı seçeneğine işaretleyerek kaydedin.
 

OBJEKTİFİMDEN KARELER

Merhabalar değerli takipçiler
Fotoğraf çekmeyi sevdiğim için ilgimi çeken, güzel bulduğum her şeyi resmederim. Bunlardan bir kaç tane sizlerle paylaşıyorum ilk olarak. Umarım bu manzara resimleri beğenirsiniz.











Yüksel Duman (@yukseldumanblogger) tarafından paylaşılan bir fotoğraf ()

Yüksel Duman (@yukseldumanblogger) tarafından paylaşılan bir fotoğraf ()

Gül


Çoruh sallanan köprü ispir


Tüm güzellikler sizlerin olsun esen kalın....


Thursday, December 25, 2014

“Yazı Kaç Kez Okundu?” Eklentisi

Blogunuzda yayınladığınız bir yazının kaç kez okunduğunu Analytics veya benzeri araçlarla detaylı bir şekilde görebilirsiniz ancak bunu her yazının başında veya sonunda okuucularına göstermek isteyen blogcular da olabilir.O yüzden bu eklentinin işe yaraycağını düşündüm ve paylaşmaya karar verdim.

Öncelikle birkaç uyarıda bulunmak istiyorum.Bu eklenti ile yazıyı kaç kişinin okuduğunu değil, kaç kez okunduğunu görebiliyorsunuz.Yani o yazıya her girildiğinde sayıda artış olacaktır.Bu yüzden çok doğru sonuçlar vermeyebilir ve kolayca manüpile edilebilir.

“Yazı Kaç Kez Okundu?” Eklentisi

Resimde gördüğünüz örnekte ben eklentiyi yazının hemen altına ekledim.Anlatımı da bu şekilde yapacağım.İsterseniz farklı bir yere de ekleyebilirsiniz.

Eklentiyi blogunuza eklemek için şablonunuzdan ]]></b:skin> kodunu bulun ve hemen üstüne aşağıdaki kodları ekleyin.

.ziyaretci-sayac{ 
background-image: 
url(http://icons.iconarchive.com/icons/deleket/soft-scraps/16/Document-Copy-icon.png) 
; background-position: 1em 1em; background-repeat: 
no-repeat; background-color: #Fff; width: 50%; border:1px 
#333 solid; padding: 1em; padding-left: 70px; 
color: #ff2a00;-moz-border-radius:5px;-khtml-border-radius:5px;-webkit-border-radius:5px;border-radius:5px;margin:5px; 
}

İkinci olarak şablonunuzdan <div class='post-footer'> kodunu bulun ve hemen üstüne aşağıdaki kodları ekleyin.

<b:if cond='data:blog.pageType == &quot;item&quot;'> 
<script type='text/javascript'> 
//<![CDATA[ 
function setC(visitors, value){ 
var expireDate=new Date (2099, 12, 31); 
document.cookie = visitors + "=" + escape(value) + ((expireDate == null) ? "" : ("; expires=" + 
expireDate.toGMTString())) } 
function readC(visitors){ 
var search = visitors + "="; 
var i, j; 
if (document.cookie.length > 0) { 
i = document.cookie.indexOf(search); 
if (i != -1) { 
i += search.length; 
j = document.cookie.indexOf(";", i); 
if (j == -1) j = document.cookie.length; 
return unescape(document.cookie.substring(i,j)); 
} } } 
var num; 
num=readC("visitors"); 
if (!num) num=0; 
num++; 
setC("visitors", num); 
document.write("<div class='ziyaretci-sayac'>"); 
document.write("<b>Bu yazı daha önce "+num+" kez okundu.<\/b>"); 
document.write("<\/div>"); 
//]]> 
</script> 
</b:if> 

Eklentiyi sadece kayıtları okumak için içine girdiğinizde gözükecektir.Blogunuzun ana sayfasında gözükmez.

Monday, December 22, 2014

Blogunuzla Bağınızı Koparmayın

Herkesin blog yazmaya başlama hikayesi farklı olabilir. Kimi bir heves için başlar, kimi içini dökmek için, kimi bir internet fenomeni olmak için, kimi de gelir elde etmek için. Blog yazmaya başlama sebebi ve hikayesi ne olursa olsun geldiğimiz nokta aslında aynıdır. Zamanla gelen ziyaretçiler, bırakılan yorumlar, alınan reklam teklifleri… Artık blogunuz sizin yanı başınızdan asla ayırmak istemeyeceğiniz bir oyuncağınız hatta bir çocuğunuzdur. Her an ziyaret emek, yorumları kontrol etmek, sosyal medya hesaplarını güncellemek, maillere cevap vermek istersiniz.

 

Yıllar önce bunları yapmak için bir laptop ve internet bağlantısı gerekirken artık cebimizde taşıyabildiğimiz akıllı telefonlarla blogumuzla her an birlikte olabiliyoruz. Bu yüzden her bloggerın bir akıllı telefonu olması gerektiğini düşünüyorum. Akıllı telefonu olmayanlar ve yenilemek isteyenler için de ekonomik, şık ve işlevsel bir cihaz önermek istiyorum.

 

Vestel Venus 5.0 X ile Blogunuzla Bağınızı Koparmayın

 

Sizlere tanıtmak istediğim Vestel Venus 5.0 X tamamen yerli üretim ve A Design Award & Competition, Plus X Award gibi prestijli tasarım yarışmalarında kendi kategorisinde ödüller almış bir ürün.

 

5.0 X TEL

 

Vestel Venus 5.0 X’in yerli üretim olduğundan bahsetmiştim yukarda. Yerli üretim olmasının etkilerini melodilerde, temalarda ve içeriklerde rahatlıkla görebiliyorsunuz. Örneğin Türkiye’nin 7 bölgesini temsil eden yöresel ezgilerden birini melodi olarak seçebilir, sadece Venus telefonlar için hazırlanmış Mevlevi ve Terapi temalarını kullanabilir, ihtiyacınıza göre “Sürüş Modu, Uyku Modu, Çocuk Modu ve Toplantı Modu”  gibi modlar arasında kolayca geçiş yaparak kullanım kolaylığını üst boyutlara taşıyabilirsiniz.

 

Gelelim en çok merak ettiğiniz konulardan biri olan fiyat konusuna. Akıllı telefonlara binlerce lira verilmesi taraftarı değilim. Venus 5.0 X’i önermemdeki en büyük etkenlerden biri de fiyat/performans oranı. Bu kadar özelliğe ve performansa rağmen 649 TL fiyat gerçekten çok cazip. Venus 5.0 X’e Vestel mağazalarından, Vestel’in Vestel e-mağazasından ve Turkcell İletişim Merkezleri’nden kolayca ulaşabilirsiniz.

 

Yukarıda Venus 5.0 X’in fiyatının özellikleri ve performansı fazlasıyla karşıladığnı yazdım. Dilerseniz 649 TL’ye nasıl bir akıllı telefon sahibi olacağınızdan bahsedeyim.

 

Vestel Venus 5.0 X’in Özellikleri

 

  • Siyah veya beyaz renk seçeneği ve 5.0 inç ekran boyutu.
  • 540x960 ekran çözünürlüğü ve yüksek görüntü kalitesi.
  • 8 MP arka, 2 MP ön kamerası. Üstelik hiç bir uygulamaya gerek duymadan uygulayabileceğiniz efektler ve ayarlarla QR kod okuyucu da mevcut.
  • Android 4.3 işletim sistemi ve Dört çekirdekli, 1.2GHz Qualcomm Snapdragon 200 işlemci ile yükek performans.
  • Rahatlıkla her türlü uygulama ve oyunu çalıştırmanızı sağlayacak 1GB RAM ve 8GB ROM bellek.
  • Micro SD ile belleği 32 GB’a kadar çıkarabilme imkanı.
  • Micro USB girişi sayesinde farklı cihazlarda bağlantı kurma imkanı.
  • !!! Akıllı telefonlarda en büyük sorunun çabuk şarj bitmesini olduğunu bilirsiniz. Fakat Venus 5.0 X’in fazla güç tüketmeyen Snapdragon çipseti ve pil ömrü optimizasyonuna sahip olması sayesinde enerji tasarrufu sağlanıyor. Böylece cihaz, 1 tam gün boyunca rahatlıkla kullanılabiliyor.
  • Son olarak Vestel’in kendi uygulama ve hizmetlerinden bahsetmek istiyorum. Venus 5.0 X’in içindeki uygulamalardan Smart Remote ile telefonunuzu Vestel Smart TV kumandası olarak kullanabilir, faydalı ve eğlenceli bilgiler içeren Vestel Takvim uygulaması ile çeşitli sürpriz hediyeler kazanabilir, Smart Center uygulaması ile telefonunuzdaki resim, video ve müziklerinizi Vestel Smart TV’ye aktarabilirsiniz.
  • Ayrıca Vestel Cloud servisi ile 10 GB‘lık depolama alanı Venus Akıllı Telefon kullanıcıları için 2 yıl boyunca ücretsiz olarak sunuluyor.
  • !!! Venus 5.0 X’in Bluetooth ve GPS desteğinin yanında Wi-Fi ve 3G ile internete bağlanma imkanı mevcut. Ancak görüntülü konuşma ile ilgili yanlış bilinen bir konuya açıklık getirmek istiyorum. Görüntülü konuşma bir telefon özelliği değildir. Telefonlara yüklenen Skype, Tango, Viber gibi uygulamalar aracılığıyla yapılır. Tüm bu uygulamaları Venus 5.0X’in içindeki Google Play’den ücretsiz indirebilirsiniz.

 

Ne dersiniz? Bu özelliklere bu fiyat sizce de çok cazip değil mi? Blogundan ayrı kalmak, bağını koparmak istemeyen bloggerlar için oldukça uygun bir akıllı telefon Vestel Venus 5.0 X. Akıllı telefon almak isteyenlerin mutlaka inceleyip değerlendirmeleri gerektiğini düşünüyorum.

Blog Blogger İçin Midir Halk İçin Mi?

Öncelikle bu satırların yazarının Blog aleminde henüz çok yeni olduğunu söyleyerek başlamakta fayda var. Belki sizin de onlardan biri olduğunuz, her gün hemen hemen her yerde karşınıza çıkan tecrübeli “blogger” lardan değilim. Henüz birkaç ay önce açtığım, vakit buldukça ve elimden geldiğince özgün içeriklerle beslemeye çalıştığım liveaplus.com da, şu anda okuduğunuz Bloghocam veya benzeri uzun soluklu ve kaliteli bloglardan biri değil. İşin çok başındayım, acemisiyim anlayacağınız.

 

Bir işin acemisi olmak, üzerinde taşıdığı bir çok dezavantajın yanında çok da önemli bir avantaja sahip olmak demektir. Bir alemin içinde “acemi” olarak bulunurken, henüz o alemin bir parçası olmadığınız için aynı anda da dışarıdan nasıl göründüğünü bilirsiniz. Bu sayede objektif olabilir, henüz kazanmadığınız tecrübeden dolayı işinizi, o işi yapmayanların gözüyle görebilirsiniz.


Ben de blog yazmaya çalıştığım bu kısa zaman içerisinde gördüklerimi, bu yolculukta şu ana kadar yaşadıklarımı, hala işin acemisi olmanın avantajını kaybetmeden kelimelere dökmek istedim ve bunu da siz Bloghocam takipçileriyle paylaşmanın güzel olacağını düşündüm. Teknik konularda ahkam kesmek henüz haddime değil. Bu yazıda daha farklı sularda gezineceğiz.


Blog yazmak ve blog sayfası/sitesi yönetmek konularında çok fazla bilgi eksikliğim var. Bu yüzden bu konuda bulduğum her yazıyı, kaynağı okumaya çalışıyorum. Bloghocam da düzeyli ve doyurucu içeriği ile en sık başvurduğum kaynaklardan biri.


Okuduğum bu yazılardan gerçekten çok fazla ve değerli bilgiler edindim. Olumlu ve olumsuz anlamda değerli bilgiler.

 

blog


Gördüm ki herkesin blog yazmak için farklı sebepleri var. Takip ettiğim bunca yazıdaki tavsiyeler içinde bu konuda bahsedilen en yaygın sebep para ya da benzeri maddi çıkarlar kazanmak. Görünen o ki günümüz dünyasının en büyük trend ve aynı zamanda yanılgılarından biri olan “kısa sürede kazanmak” beklentisi aynı zamanda blog yazmaya karar vermekteki en büyük sebeplerden biri. Sosyal medyayı, gündemi ve günceli takip eden ortalama bir okur kısa süre içerisinde popülerleşen, meşhur olan, reklamlarda, filmlerde, dizilerde oynamaya başlayan, kitaplar yazan, çok satan gazetelerde köşe sahibi olan blogger’ları gördükçe bu işin kolay yoldan para ve ün kazanmak için geçerli bir yol olduğu fikrine kapılabiliyor. Tahmin ediyorum ki şöyle başlıyor olay: “Abi çevrem geniş, arkadaşlarım, arkadaşlarına yaysa, onlar kendi arkadaşlarına yaysa sonrası çorap söküğü gibi gelir. Kalemim zaten çok sağlam. Kısa sürede sayfaya reklam alırım. Sonra bir gazetede haber olsam, -ki bunu sağlayacak arkadaşlarım da var- oldu bitti. Ne kadar kolay değil mi? Mısır patlatmak gibi. Birkaç mısır tanesi patlayana kadar biraz beklersin. Sonrası patır patır kendiliğinden gelir.


Bu fikre nereden mi kapıldım? Şu ana kadar sayfamı nasıl geliştirebileceğimi öğrenmek için yaptığım araştırmalar sırasında en çok rastladığım makale konuları şöyle:

 

- Nasıl kolay yoldan reklam alınır?

- Nasıl kolay yoldan takipçi arttırılır?

- Nasıl kolay yoldan para kazanılır?

- Blog yazarak kolay yoldan para niçin kazanılmaz?

- Blog yazarak parak kazanmak için neler yapmak gerekir?

 

vb, vb.

 

İşin ilginç tarafı, itibar edilebilecek ve gerçekçi yanıtların büyük bölümünde yukarıdaki sorulara verilen tek cevap aşağı yukarı aynı: Sabır, sabır, sabır.

Genellikle şöyle başlıyor tüm yazılar: Blog yazarak kısa yoldan para kazanmak mümkün değildir.


Bu görüşe ben de katılıyorum. Göz önündeki başarılı örneklerin bir çoğu bu işin henüz yeni olduğu dönemlerde başlayıp yıllarca emek harcamış, bloglarını, kendilerinde var olan cevheri geniş kitlelere ulaştırmak için yeni bir mecra olarak başarı ile kullanmış ve henüz bu alanda çok fazla oyuncu olmadığı dönemde diğer sıradan örneklerin arasından kolaylıkla sıyrılmışlardan oluşuyor. Yani, sahada oyuncu azken kalitelileri kolaylıkla parlayarak diğerlerinden ayrılabiliyorlardı. Ancak şu anda durum böyle değil. Çok fazla blogger ve çok fazla blog var. Ve bu karmaşada diğerlerinden farklılaşmak artık o kadar da kolay olmasa gerek.

 

Bu durum sadece blog yazmak ile ilgili bir durum da değil zaten. Tüketim dünyasında yaşıyoruz ve birşeyleri tüketmek artık günün bir gereği. 90’ların sonu ve 2000’lerin başındaki “dot-com bubble” da benzer bir dönemin farklı biçimde yaşanmasından başka birşey değildi. Bir anda popülerleşen bir mecra, barındırdığı kanallar hızla artarken, yerini dolduran başka bir rakip mecranın ortaya çıkması ile popülerliğini aynı hızla yitirebiliyor.


Bu yüzdendir ki blog yazarken kalıcı olabilmek için en önemli gereksinim “Sabır”. Bir yandan sabrederek hızlı bir başarı beklememek gerekirken, diğer yandan da içeriğin önemini göz ardı etmeden üretmek gerekiyor. Yine okuduğum makalelerden gördüğüm kadarıyla, Bloglar ile ilgili bir yazı hazırlıyorsanız, mutlaka kullanmak gereken bir söylem daha var:  “content is king” yani “içerik kraldır” (böylece biz de bu yazımızda bu vecibeyi yerine getirmiş olduk).  Bu tam bir klişe. Ancak aynı oranda da gerçekçi bir söylem. Ormandaki en sağlıklı, en gürbüz, en parlak yapraklı ağaçlardan olmak lazım ki kuraklık geldiğinde ya da fırtına çıktığında ayakta kalabilesiniz. Bu yüzden yılmadan, usanmadan özgün içerik üretmek ve üretmeye devam etmek şart.

 
Sabır ve içerik, uzun zamandır bu işi yapanların süzgecinden geçerek yeni başlayanlara ilettikleri en değerli ve ortak iki tavsiye. Peki yeni bir blogger’ı bu işe iten yegane motivasyon para kazanmak ya da ünlü olmak mıdır? Bence değil. En azından benim için değil.

 
Beni bu zor ve uzun yolculuğa sürükleyen şey “kazanmak için üretmek” değil, "ürettiğim için paylaşmak” isteği oldu.

 
Çok uzun soluklu ve başarılı örnekler olmamasına rağmen bir süre amatörce öykü yazdım. “Yazmak” eylemi keyif verdikçe kafamdaki düşünceleri, öğrendiklerimi, beğendiklerimi yazıya dökme isteği beni içten içe kemirmeye başladı. Bunların kalıcı olabilmesi için “blog” iyi bir alternatif olarak göründü ve başladım. Başlangıçta “kendim için yazıyorum, okunmasam da olur” şeklinde düşünsem de, bloga yazı ekledikçe, okunuyor olmanın, yazmak kadar değerli olduğunu gördüm.


Sayfam şu anda çok kısıtlı bir kitleye hitap ediyor. Ancak birinci ve ikinci kuralı unutmuyorum. İçeriğim yeterince iyi ise zamanla daha çok okunacağını düşünüyorum. Bunu zaman gösterecek. Şu anda bana düşen, özel hayatımda bir yolunu bulup fırsatlar yaratarak kaliteli, en azından benim okuduğumda keyif alacağım içeriklerle sayfamı beslemek ve sonrasında beklemek.


Blogumu yayına aldığımdan beri geçen kısa süre içerisinde  beklediğim kadar olmasa da yakın çevremden bazı eleştiriler de aldım. En sık karşılaştığım eleştiri “yazıların çok uzun” şeklinde oldu. Doğrudur, uzun yazılar yazdım. Ancak, blogun orada olma sebebi “yazma isteği” olduğu için bu kaçınılmaz. Yazılarım uzun çünkü yazmak istiyorum. Bu kadar basit. Ancak uzun yazılar, yazanın taşıdığı motivasyonu okuyana aktaramıyor. Yukarıda da bahsettik, zaman tüketim zamanı. Zaman hız zamanı. Okuyucu da daha kısa sürede daha çok şey okumak istiyor. Bu yüzden “uzun yazı” çok da çekici gelmiyor. Buna bir orta yol bulmak gerektiğini görüyorum. (yılma okuyucu… evet bu yazı da gittikçe uzuyor biliyorum, ama lütfen yılma. buraya kadar geldiysen kalanını da okuyabilirsin, haydi gayret)

Araştırmalarımda gözlemlediğim bir başka tavsiye, bir blog içinde yer alan yazıların yelpazesini fazla geniş tutmamak gerektiği yönünde. Her konuda yazmak, her konuyu biliyor gibi görünmek olarak algılanabilirmiş. Bu da okuyucunun gözünde “samimiyetsiz” bir algı yaratmasına sebep olabilirmiş. Bir nevi hıncaluluçvari bir şekilde her konuda ahkam kesmemek gerekirmiş.

 
Saygı duyarım, ancak tam katılmıyorum. Yazılarımın amacı, ilgi alanıma giren konuları başkaları ile paylaşmak. Bu paylaşımların uzun vadeli olması için de mümkün olduğunca güncelden uzak kalarak, kalıcı ve “zamansız" yazılar olması, 5 yıl, 10 yıl sonra bile okunsa aynı tazeliği koruyor olabilmesi için gayret gösteriyorum. Bu amaçla öncelikle bildiklerimi yazarak başladım. Ancak, ilgi alanıma giren konular, bilmediğim bir çok detay da içeriyor. Bu sebeple araştırıyor, öğreniyorum. Yani yazmayı bir bakışla yeni bilgilere ulaşmak, yeni şeyler öğrenmek için bir araç olarak kullanıyorum. Ve burada herhangi bir samimiyetsizlik olduğuna inanmıyorum.

 

Samimiyet demişken, çevremden gelen bir başka eleştiriden de bahsederek yavaş yavaş yazıyı bağlayalım. Her yiğidin yoğurdu farklı yemesinde olduğu gibi, her blogger’ın tarzı farklı. Her blogun da rengi farklı. Görebildiğim kadarıyla çok samimi, okuyucusuyla çok içli dışlı, mizah tonunu oldukça üst seviyede tutarak yazan bloggerlar da var, TV’de bir siyasi programa konuşmacı olarak çıkmışçasına resmi yazanlar da. Hepsine saygım sonsuz. Tarz, tarzdır. Ancak, yazdığım yazılarda kullandığım dile dikkat etmeye çalışıyorum. Türkçe bilgim ortaöğrenimim sırasında öğrendiklerimden aklımda kalanlar kadar. Bazı hatalar yapıyorum ki bu çok normal. Elimden geldiğince bunu azaltmaya çalışıyorum. Ancak yazarken kullanılan dilin, okuyucuya olan saygı seviyesini bozmaması gerektiğini düşünüyorum. Yani, günlük dil kullanmak, okuyucu ile samimi olmak adına Türkçe’nin temel kurallarının bile yok sayılarak yazılmasını doğru bulmuyorum. Samimiyet adına Türkçe’yi bozmak yanlış bence.


Son olarak madalyonun bir de diğer tarafına göz atmak istiyorum. Olaya tam ters yönden bakarsak, okuyucunun da bazı sorumlulukları mevcut. Bu yolda tecrübe kazanmaya çalışan tüm blogger’ların mutlaka bir geri bildirime ihtiyaçları vardır. Okuyucu, takip ettiği bloglar ve okuduğu yazılar hakkında samimi (bu “samimiyet" yine çıktı karşımıza), objektif ve mümkün olduğu kadar detaylı yorumlarını direk olarak yazara iletmelidir. Bu sayede yazarın hem hatalarını hem de okuyucu beklentilerini anlaması ve kendisini geliştirmesinin mümkün olacağı gerçeği akılda tutulmalıdır.

 
Yazının başlığına geri dönerek bitirmek gerekirse, blog yazmak blogger’ın hem kendisine hem de okuyucusuna bir borç ödemesi olarak algılanmalıdır. Blogger hem kendi yazma isteğine hem de okuyucunun okuma arzusuna karşı sorumluluk taşımalıdır. Yani blog hem blogger içindir hem de halk için.

 

Yazar hakkında: Altuğ Tatlı; 43 yaşında, evli ve iki kız çocuk babasıyım. Bir otomotiv firmasında Bilgi İşlem Yöneticisi olarak çalışıyorum. 2014 Temmuz’unda liveaplus.com ‘u yayına açtım ve işlerimden fırsat buldukça burada hayata dair yazılar yazmaya çalışıyorum.www.facebook.com/liveaplus

Sunday, December 21, 2014

BLOGLAR DAYANIŞMASI

BLOGLAR DAYANIŞMASI (Blog takip etkinliği)


Blog takip etkinliği
Bloglar dayanışması

Tüm webmaster arkadaşlar bu makalem tam size göre.
Blog sahipleri, blog yazan herkes bloglar dayanışması etkinliğimize katılabilirler.

Bu bloglar dayanışması etkinliğimizin amacı bloglarınızı diğer blog yazarı arkadaşlara  tanıtmak ve takip etmek. Yani karşılıklı blog takibi yapmak. Böylece blogunuzda yayınlanan bir yazınız etkinliğe katılanlar arasında görülme ve tıklanma olasılığı artmış olacaktır. Bu sayede yazılarınız daha çok kitleye ulaşmış olacak.
Benzer bir etkinliği sosyal medya kafe blog keşfinde gördüm ve ben de yapmak istedim. Umarım katılımlarınız olur değerli blog yazarları

Blog takip dayanışmasına katılım yapacak olan blogcu arkadaşlar aşağıdaki yorum formundan blogunu ekleyebilirler. Dayanışmaya katılanlar blog takip listesine eklenecektir.
Yan tarafta sidebar da Bu siteye katılın yazan yerden takip etmelisiniz.
İlk olarak ben iki blogumu ekliyorum. Ayrıca takip edenlere dönüş yapılması gerekmektedir.

Blog Takip Etkinliği Bloglar Listesi

1  http://yuksel-duman.blogspot.com/
2 http://blogseocu.blogspot.com/
3 http://www.onyuzmilyonoje.com/
4 http://www.sosyalmedyakafe.com/
5 http://yazarvar.blogspot.com.tr/
6 http://webseyyahi.blogspot.com/
7 http://makyajtavsiyem.blogspot.com.tr/
8 www.bizkimizkadiniz.blogspot.com
9 http://www.besparasiz.net
10 http://zehranindunyasi.blogspot.com.tr/
11 http://elifinterazisi.blogspot.com.tr/
12 http://gulumseyuzume.blogspot.com.tr/
13 http://esrailemakyaj.blogspot.com
14 http://realistyazar.blogspot.com/
15 http://hasibekeskin.blogspot.com.tr/
16 http://kulagakacanlar.blogspot.com.tr
17 http://dilekileemek.blogspot.com.tr/
18 http://brut46.blogspot.com.tr/
19 http://yapabilirsin-youcan.blogspot.com.tr/
20 http://aseyy.blogspot.com.tr/
21 http://sebebim78.blogspot.com.tr/
22 http://galaxyyoungqvgaoyunlar.blogspot.com.tr/
23 http://smilefreedom23.blogspot.com.tr/
24 http://meryeminmutfagindan.blogspot.com.tr/
25 http://hayalkahvem.blogspot.com.tr/
26 http://ciziyorumdikiyorum.blogspot.com.tr
27 http://mutfakhazinem.blogspot.com.tr/
28 http://sagnakyagmur.blogspot.com/
29 http://kapsonunkalemi.blogspot.com.tr/
30 http://eketey.blogspot.com.tr/
31 http://www.denozi.blogspot.com
32 www.evriminblogu.blogspot.com.tr
33 http://tigrisdriver.blogspot.com.tr/
34 http://kurabiyecimiss.blogspot.com
35 http://sevdicann.blogspot.com
36 www.renkliimutfak.blogspot.com
37 www.kahveyanikitap.blogspot.com
38 http://eceevren20.blogspot.com.tr
39 http://matmazelinkesifleri.blogspot.com.tr
40 http://yorumatolyesi.blogspot.com/

Friday, December 19, 2014

RESİMLİ SÖZLER (KOMİK)

Selamınaleyküm değerli arkadaşlar!
Şimdi biraz tebessüm etme vakti sanırım geldi. Biraz olsun tebessüm ederek resimli komik sözler adlı yayınımızı sizlerin beğenisine sunmaktayım.
Yüzünüzden tebessüm eksik olmaması dileğimle

RESİMLİ SÖZLER (KOMİK)








MAVİİNDİR WEB TASARIM Bir Çok Sorunu Çözdü

Maviindir sitesi olan MAVİİNDİR WEB TASARIM Adsense sorununu çözdü!Çözmesine rağmen kimsenin eline düşmeden kendisine gönderilen siparişleri gerçekten oluşturan Maviindir Web Tasarım 50 siparişi yerine getirdi bu sayede sitenin daha da popülerliği artarak trafiğini önüne çıkartırıyor.Google ve Samsung'la da ortaklığı olan Maviindir Web Tasarım bir çok firma ile de ortaklığı olan , ve izin almadan yayını kopyalayanları mahkeme ile yüzleştireceğini belirtti.Sorunun çözümü 20 $ birçok yabancı siteler sipariş vererek hatayı düzeltti.Yakında hangi sorunları da çözeceğini https://www.facebook.com/maviindir veya https://plus.google.com/+MaviindirBlogspotpage ve ya http://www.youtube.com/channel/UC4nqk2JvtUmD41VcsLhypqw sosyal medya hesaplarıyla takip ederek sizde öğrenebilirsiniz.http://goo.gl/3I

Thursday, December 18, 2014

Sitenizin veya Blogunuzun Trafiğini Arttırmak



Merhaba Arkadaşlar ,
Bugün Blogunuzun veya Sitenizin Trafiğini Arttırmayı Göstericeğiz.Blogumuza çeşitli kaynaklardan ziyaretçiler geliyor. Blogunuzdaki bu ziyaretçi akışına web dilinde trafik diyoruz.
Blog trafiği 3 şekilde elde edilir.Bunlar direkt, referans ve arama trafikleridir.Şimdi size bu 3 trafik kaynağında da neden sabretmeniz gerektiğinden bahsedeceğim.






Direkt Trafik



Direkt trafik insaların web tarayacılırının açılış sayfasını blogunuzun adresi olarak ayarlamaları, internet tarayıcılarının sık kullanılanlar menüsünden blogunuza erişmeleri ve internet tarayıcılarının adres satırına doğrudan blogunuzun adresini yazmaları ile elde edilir.Mesela bloga <meta http-equiv="refresh" content="5;url=http://maviindirwebtasarim.blogspot.com.tr/"> bu komutu yazarak girilen blogda content yazan yerde saniye olur buraya kaç saniye sonra yenilensin demektir.Bir url yazarak bu etikete istediğiniz siteye trafik çekebilirsiniz.Ama bu amaç olumsuzdur aksi takdirde GOOGLE aramadan kaldırabilir blogunuz bile kaldırılabilinir.

Direkt trafik kazanmak için akılda kalıcı bir domain, kaliteli içerik, markalaşma gibi pek çok kriteri sağlamış olmanız gerekir ki bu zaman ve çalışma isteyen bir süreçtir.Zaten en zor elde edilen trafik, direkt trafiktir.



Referans Trafiği


Başka bir sitede sizin blogunuzun linki veya bannerı varsa yani kutu içinde resimli url varsa ve insanlar o linke tıklayarak sizin blogunuza ulaşıyorlarsa referans trafiğidir.Yani linkinizin bulunduğu site size referans olmuştur.Bu en çok reklam verme işleminde kullanılır.

Tahmin ettiğiniz gibi en kolay trafik kaynağı refrans trafiğidir.Bunun için yapmanız gereken tek şey backlink kazanmaktır.Ancak kaliteli ve popüler sitelerden backlink kazanmak için online çevrenizi genişletmek ve kaliteli içerik üretmelisiniz.Gördüğünüz gibi bu da zaman ve sabır ister.

Arama Trafiği



Blogunuza en fazla ziyaretçi getirecek trafik kaynakları arama motorlarıdır.Örneğin son 1 ayda Maviindir Web Tasarım’ı ziyaret edenlerin %86’sı Maviindir Web Tasarım’a Google’dan ulaşmış.

Arama trafiği sağlamanın yolu ise başarılı bir optimizasyon çalışmasına bağlıdır.Blogunuzu arama motorlarına uygun şekilde optimize ederek ya da uzman kişilere optimize ettirerek ve bir takım basit SEO kurallarını uygulayarak arama motorlarından ciddi bir trafik elde edebilirsiniz.Ancak SEO çalışmalarından birkaç günde sonuç alnmaz.Bu işi düzenli ve kurallara uygun şekilde yapmalı ve her zamanki gibi sabır etmelisiniz.



Sitenizi GOOGLE göndermek için ise ; Adresinizi Ekleyin ama siteniz şablon halinde olmamalıdır ve boş kayıt içermemelidir.

Tuesday, December 16, 2014

Blogger Yazı İçine Reklam Verme

google adsenseBlogger ve ya herhangi bir blog sitesine sahip olup para kazanmaya ilk adım Adsense'ye kayıt olmaktan geçer. Tabi ki iş kayıt olmakla bitmeyip sancılı Adsense kabul edilme süreci başlar. En sonunda Google Adsense'ye kabul görüldükten sonra bloga eklemek kalır. Fakat adsense kabul edildikten sonra ki en önemli sorun reklamları nereye yerleştirirsek daha fazla gelir elde edeceğimizdir.

Blogger da google adsense reklamlarının tıklama oranını arttırmak için en iyi yöntem konu içine reklam yerleştirmektir. Blog temasına uygun şekilde hazırlanmış ve yerleştirilmiş reklam daha fazla tıklama getireceğinden, daha fazla para kazandıracaktır.
Detaylı bir şekilde html bilgisine sahip olmayan bloggerlar için  blogger'da yazı işine reklam ekleme sorununa bu konumuzda bir son verilecektir.

Blogger Yazı içine Adsense Reklamları Ekleme

Blogger adsense reklam eklemek için öncelikle adsense'den aldığımız reklam kodunu Convert etmeniz gerekmektedir. Adsense kodunu convert etmek için google'da “adsense code converter” diye aratırsanız karşınıza bir sürü sonuçlar çıkacaktır. Herhangi bir siteye girip açılan sayfada ki kutucuğa Adsense reklam kodunuzu yapıştırdıktan sonra convert diyoruz ve adsense reklam kodumuz hazır hale geliyor.

1 ) Blogger Konu İçinde Sol Üst Tarafa Reklam Ekleme

Blogger'da konunun içinde sol üst tarafa reklam eklemek için aşağıda ki adımları izleyeceğiz.

Blogger Yönetici Paneline giriş yapıyoruz.

Şablon > HTML Düzenle'ye giriyoruz.

<div class='post-body'> kodunu aratın ve hemen üstüne aşağıda ki kodlar ile birlikte Convert ettiğiniz google adsense reklam kodunu yapıştırın. Google adsense politikalarına uyması açısından yazı ile reklam arasına 5px'lik bir aralık eklendi.

 <b:if cond='data:blog.pageType == "item"'> 
<div style='float:left;padding:0px 5px 0px 0px;'> 
Convert Edilmiş Gooogle Adsense Reklam Kodu Buraya Gelecek
</div> 
 </b:if>


Bazı blogların kodlamaları farklı olduğundan dolayı blogunuz da adsense reklamı gözükmeyebilir. Adsense reklamı sol üst tarafta gözükmeyenler yukarıda ki kodları <div class='post-body entry-content'>  aratıp hemen üstüne yapıştırın. Eğer bu da olmazsa <div class='post-header-line-1'/> kodunu aratıp hemen altına reklam kodlarını yapıştırın.

Reklamı konunun içinde sağ üst tarafta göstermek için <div style='float:left'> kodunu <div style='float:right> ile değiştirin.

2 ) Blogger Yazı içinde Alt Tarafa Reklam Ekleme

Google adsense reklam kodumuzu convert ettikten sonra reklamı konu içinde alt tarafa eklemek için aşağıda ki adımları izliyoruz.

Blogger Yönetici Paneline giriş yapıyoruz.

Şablon > HTML Düzenle'ye giriyoruz.

 <div class='post-footer'> kodunu aratın ve hemen üstüne aşağıda ki kodlar ile birlikte Convert ettiğiniz google adsense reklam kodunu yapıştırın.



 <b:if cond='data:blog.pageType == "item"'> 
<div align='center'>  
Convert Edilmiş Gooogle Adsense Reklam Kodu Buraya Gelecek      
</div> 
 </b:if>

Aynı şekilde temaların kodlamaları farklı olmasından dolayı adsense reklamı blogunuzun alt tarafında gözükmeyebilir.
Adsense reklamı yazı içinde alt tarafta gözükmezse <div class='post-footer'> kodunu bir kez daha aratın. Genelde bloglarda bu koddan iki tane bulunur. Diğer bulduğunuz kodun hemen üstüne reklam kodunu yapıştırın.

Herhangi bir sorun olursa yorum yapmaktan çekinmeyin.. Umarım işinize yaramıştır..












Not : <div class='post-footer'> bu kodun üstüne koyulduğunda en altta oldu diye moralinizi bozmayınız aşağıdaki resime bakınız.